Son olarak geçtiğimiz yıl The Irishman filmi ile adından sıkça söz ettiren Martin Scorsese, kariyerinde altmışın üzerinde filme imza atmıştır. 77 yaşındaki Amerikalı usta yönetmen, ilerleyen yaşlarına rağmen hız kesmeden film üretmeye ve çalışmaya devam etmesi ile sinemaseverler tarafından övgüyle söz ediliyor.
Pek çok insan Scorsese’yi Taksi Şoförü, Hugo, Zindan Adası, New York Çeteleri, Casino, Kızgın Boğa gibi yapımlarından tanıyor. Ancak başarılı yönetmen kariyerine o kadar fazla eser sığdırmış ki, ister istemez pek çoğundan haberdar olamayabiliyoruz. İşte bu içeriğimizde de sizler için az bilinen bazı Martin Scorsese filmlerini bir araya getirdik. Hadi bu eğlenceli listeye bir göz atalım!
Az Bilinen En Başarılı 5 Martin Scorsese Eseri
1. After Hours (Saatler Sonra) – IMDb 7,7
Yönetmenin en az bilinen eserleri arasında sayılan After Hours, pek çok eleştirmene göre günümüze dek yapılmış en keyifli kara komedi filmlerinden bir tanesi olarak kabul ediliyor.
Başrolünde Griffin Dunne’un bulunduğu filmde ana karakterimiz Paul Hackett, bir gece yarısı SoHo’ya gitmeye karar verir. Ancak taksiden indiğinde her şey garipleşmeye başlayacak ve korkunç bir kabusu andıracaktır. Paul, içine düştüğü tüm sıra dışı olaylara rağmen eve dönmek için elinden geleni yapacaktır.
Çıktığı yıl Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ödülüne layık gösterilen yapım, pek de alışkın olmadığımız bir şekilde Scorsese’nin daha önce hiç çalışmadığı bir oyuncu kadrosundan oluşuyor. Özellikle de seksenli yıllarda Robert De Niro ile birlikte yaptıkları projeleri düşünürsek, bu deneysel filmde De Niro’nun yer almaması epey ilginç bulundu.
2. Alice Doesn’t Live Here Anymore (Alice Artık Burada Yaşamıyor) – IMDb 7,3
Martin Scorsese’nin belki de ilk defa yaptığı, bir kadının bakış açısı ile dünyayı ele almak fikri, yapımın en çok dikkat çeken unsurlarından bir tanesi.
Erkek egemen bir toplumda ayakta kalmaya çalışan bir kadının hikayesini konu alan filmde Alice, kocasını kaybetmiştir. Bunun üzerine on bir yaşındaki oğlunu da alıp başka bir bölgeye taşınmaya karar verir. Ancak yeni gittikleri yerde de hayat epey zordur ve Alice, hiç de güvenilmemesi gereken bir adam ile yakınlık kurar.
Bu filmde gösterdiği olağanüstü performansı sayesinde Ellen Burstyn, Oscar’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanmıştır. Ayrıca kadroda Harvey Keitel ve Jodie Foster gibi isimler de yer almaktadır.
Meraklıları için dipnot: Filmden sonra aynı hikaye bir televizyon dizisi haline gelmiştir. İzlemek isteyenler, Alice adı ile diziyi aratarak bulabilirler.
3. Bringing out the Dead (Yaşamın Kıyısında) – IMDb 6,8
Taxi Driver filmi ile çok fazla birbirine benzetilen Yaşamın Kıyısında, pek çok eleştirmene göre 76 yapımı film ile oldukça benzer bir atmosfer ve ruh hali barındırmaktadır.
Kurtarmayı başaramadığı hastalar tarafından psikolojisi altüst olmuş bir ambulans şoförünün tempolu ve yoğun bir şekilde geçen üç gününü anlatan film; seyircileri Manhattan sokaklarında geçen karanlık öykülere tanık ediyor.
Nicolas Cage’in başrolünde yer aldığı nadide eserde usta oyuncuya Patricia Arquette ve John Goodman gibi isimler eşlik ediyor.
4. Cape Fear (Korku Burnu) – IMDB 7,3
1962 yapımı aynı adlı filmin yeniden çevrimi olarak izlediğimiz Cape Fear, gerilim hissini bütün film boyunca hissettirerek seyirciyi pek çok etik tartışmanın içerisine sürüklüyor.
Sam Bowden adlı bir avukat, 14 yıl önce devlet tarafından Max Cady adlı korkunç sanığı savunmak üzere atanmıştır. Bir kıza vahşi bir biçimde tecavüz eden Cady, okuma yazma bilmemektedir. Sam ise bundan istifade ederek topluma karışmamasını umduğu adamın beraat etmesine yol açabilecek bazı belgeleri ortadan kaldırmıştır.
14 yıl sonra Max Cady hapisten çıkar ve Sam Bowden’i ve ailesini uzaktan taciz etmeye başlar. Çünkü Cady, hapiste kaldığı süre boyunca okuma yazma öğrenmiş ve avukatının kendisini adil bir şekilde savunmadığını anlamıştır. Bu durum Sam ve ailesi için büyük bir tehdit unsuru haline gelir. Cady, ailenin 16 yaşındaki kızları Danielle’e yakınlaşmaya karar verir.
Pek çok ülkede 18 yaş sınırı ile sinemalara ulaşan yapım, içerisinde yer alan cinsellik, şiddet ve küfürlü sahneler gerekçesi ile küçük yaştaki sinemaseverlere tavsiye edilmemektedir.
Robert De Niro, filmde canlandırdığı korkunç karakteri ile Oscar’da En İyi Erkek Oyuncu ve Juliette Lewis ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerine layık görülmüştür.
5. The King of Comedy (Kahkahalar Kralı) – IMDb 7,8
Başrolünde yine Robert De Niro’nun yer aldığı bu Scorsese filmi, en son geçtiğimiz yıl seyrettiğimiz Joker başta olmak üzere pek çok esere ilham vermiştir.
İleri yaşlarında olmasına rağmen hala daha ailesi ile beraber yaşıyan Rupert Pupkin, ileride büyük bir komedyen olacağına inanmaktadır. Ancak Pupkin, hiç de komik bir adam değildir. Buna rağmen hayranı olduğu televizyon şovuna katılma şansı olursa, yıldızının parlayacağını düşünmektedir. Bir süre sonra ünlü komedyen Jerry Langford’ın sunuculuğunu yaptığı bu TV şovu, Pupkin için derin bir saplantı haline gelir ve Pupkin oldukça kötü birtakım planlar yapar.
Sinema yazarları tarafından ‘kayıp bir başyapıt’ olarak tabir edilen Kahkahalar Kralı, De Niro ile Jerry Lewis’i bir araya getirerek oldukça keyifli bir uyum yakalamayı başarmıştır.
Peki ya sizin favori Martin Scorsese filmleriniz hangileri? Yorumlar kısmında bizler ile paylaşabilirsiniz!