Bazen öyle bir film ile karşılaşıyoruz ki o film bize yalnızca keyifli birkaç saat geçirmek ile kalmıyor, temel misyonunun da üzerine çıkarak etkisini uzun bir süre üzerimizde hissettirip bizi sarsmaya, içinde bulunduğumuz bu hayatı sorgulamamıza neden olabiliyor. İşte bizlere hayatı sorgulamamızı sağlayacak denli kuvvetli felsefesiyle 4 filmi sizler için bir araya getirdik!
- 1. Matrix (1999)
Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en büyük yapımlarından bir tanesi olan Matrix’i sizlere burada uzun uzadıya anlatacak değiliz, aşağı yukarı herkesin kafasında bir Matrix imajı oluşmuştur bu güne kadar. Yalnızca küçük birkaç bilgi vermemiz gerekirse; “Siz olsaydınız hangi hapı seçerdiniz; kırmızı mı, yoksa mavi mi, cahillik mutluluk mudur, yoksa her ne olursa olsun gerçeği bilmeye değer mi?” sorularıyla bizi baş başa bırakmayı başaran bu yapım kesinlikle izlemeye değer. Aksiyon ögeleriyle dolu olan bu film elbette ki kuru gürültüden ibaret değil, bu yönde çokça yanlış anlaşılmalar olmakla beraber filmi doğru okumak gerektiğini hatırlatalım. Hatta kimilerine göre tek bir izleme ile anlaşılabilecek bir yapım değil Matrix.
- 2. Inception (2010)
Başarılı yönetmen Christopher Nolan’ın başrolünde Leonardo Di Caprio ile çalıştığı Başlangıç isimli film, izleyiciyi rüya ile gerçek arasında sıkıştırılmış bir araf boşluğunda bırakıyor. İzlerken bir süre neyin ne olduğunu anlayamayacağınız, hatta sonunda dahi etkisini sürdürecek olan bu his uzun süreler hafızalardan çıkmayacak bir film olmuş.
- 3. Mr. Nobody (2009)
Usta oyuncu Jared Leto’nun başrolünde yer aldığı Bay Hiçkimse, dünyada kalan tek fani insanın geçmişini hatırlaması üzerine başlayan hikayeyi, bizlere birçok ihtimal dahilinde sunuyor. Hani bazen olur ya, hayal mi yoksa gerçek mi hatırlayacağımız bazı ayrıntılar gözümüzün önüne gelir, tam da o cinsten… Bay Hiçkimse’nin hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu bilmediğimiz hikayeleri bizi hayatımızda reddettiğimiz yahut tercih ettiğimiz pek çok kararı sorgulamamıza ve alternatif ihtimalleri düşünmemize itiyor.
- 4. Truman Show (1998)
Daha önce hakkında çeşitli yazılar yazdığımız bu film, Jim Carrey’in başrolünde yer aldığı ve kendisinden beklenmeyecek derecede karamsar bir hikaye ortaya koyuyor. Filmin görüntülerine baktığımızda asla hikayenin gerçek havasından ipucu vermeyen Truman Show; Truman isimli bir adamın doğduğu günden itibaren gizlice kameraya alındığı ve dış dünyaya televizyon aracılığıyla aktarıldığı bir programı konu alıyor. Truman dışında kasabada yaşayan bütün halkın cast olduğu bu sert hikaye, filmden sonra bir psikolojik hastalığa da ilham konusu olmuş. Truman Sendromu adı verilen bu hastalık, tıpkı filmde olduğu gibi, en basit haliyle, kendini gizli bir kameradan izleniyormuş hissine deniyor.
Meraklısı için Truman Sendromu hakkında uzun uzadıya yazdığımız yazıyı okumak için:
Şimdilik listeyi burada sonlandırıyoruz ancak bu listenin devamı gelecek! Çünkü örnek olarak sayılabilecek o kadar fazla film var ki, şimdilik sizlere ancak en popüler olan bazılarını sunmak durumunda kaldık.