Öyle günler yaşıyoruz ki hayatımızın geri kalanını sadece vaktimizin boş geçmesi için çaba gösteriyor gibi duruyoruz. Çok fazla geriye gitmeden 1900 – 2000 yılları arasında geçirilen zamanlar daha dolu ve herkesin birbirine karşı güvendiği zamanlarmış gibi geçmişe bakarak ne güzel günlerdi esti geçti diyebiliyoruz. Son 3 yıldır çoğumuzun elinde sosyal medya ve teknolojinin getirdiği kötülükleri kendimize daha iyi gelecek gibi kullanmak ve hayatımızın tam ortasına koymak aslında bizleri en çirkin anıları ve hatta ileri de torunlarımıza anlatacağız diyebileceğimiz hiçbir şeyin olmadığını gözler önüne seriyor. Belki de ruhumuz da yeşillikler ile bürünmüş göl kenarında kitap okumayı veya yağmurlu hava da sevdiğimiz ile el ele yürümeyi hayal edeceğimiz günler yıllar bitmiş gibi duruyor.
14 – 15 yaşlarında olan gençlerimizin çoğu örf ve adet yada ne bileyim EDEP yokmuş gibi davranmaları… Dünya asırlardır dönüyor ve dönmeye devam edecek ve biz bu Dünya’nın toprağı olana kadar durmayacak.
Ne güzel geçmişler var değil mi ? Örneğin Atomu parçalayıp ellerine veren Albert Einstein, bizlere öğretim yıllarımız da derslerimizde, kitaplarımız da ve öğretmenlerimizin dillerinde yer alan o eşsiz bilgiye sahip büyük bilim adamı. Daha güzel günlerimiz de vardı, mesela, saklambaç, kör ebe, yakar top ve hatta hatırladığım kadarı ile çelik çomak. Ne günler yaşardık, kar yağdığın da kızaklar yapmayı, ellerimiz donana kadar oynamayı, yazın ateş yakarak mısırları pişirmeyi. Öyle özledik ki bunları acaba tekrar olur mu diye hayallerimize aldık.
Yaşadığımız zamanın çok ilerisindeyiz..
Gün gelecek çoğu bilim adamının ismini, 2000 li yıllar da oynadığımız oyunları, birbirimize karşı güvenimizi ve daha sayılamayacak kadar çok güzelliklerin bittiğini göreceğiz. Yeni doğmuş bebeğin çöpe atıldığı, vatan için can veren şehitlerimizin alt yazı ile geçtiğini, sosyal medya da meşhur olmuş bir kişinin eli yandığını ve bunu haber yapan kanalların kocaman sayfalarda yer edindiğini görüyoruz.
Eşi tarafından çocuğunun gözü önünde defalarca bıçaklayan zanlı babayı, eşini arkadaşının eşiyle aldatan ve normalleşmiş gibi bunu sabah sabah konu yapan Televizyon kanallarını kapatsalar.! Çok olay olur değil mi.. 10 dakika bir durun, nefes alın ve teknolojinin bittiğini düşünün. Her şey bitti…
Bu yazıyı yazarken asla teknoloji karşıtı bir insan olmadığımı belirtmek isterim. İşim bilgisayar yazılım ve bilgisayar tamiri. Teknolojiden uzak duramam ve kendimi uzaklaştırırsam işimi kaybetmiş olurum. Ama kullandığımız ürünlerin bizlere karşı yararlı olması tarafındayım.
Elinizde akıllı telefonlar var iken şu sosyal medyayı da indireyim şu uygulama beni zayıf gösteriyor, bu uygulama ile arkadaş bulurum heveslerini artık bırakalım.
Hatırlatmak isterim ki sosyal medya da tanıştığı kişi tarafından defalarca arkadaşları ve kendi tarafından tecavüz edilmiş 19 yaşında daha annesinden emdiği süt ağzında kokan gencin öldüğünü. Baba yada anne olduğunuzu düşünün, 19 yaşında kız çocuğu veya erkek çocuğunuzun müstehcen yerlerini sosyal medyada takip eden binlerce kişiye açtığını. Ne kadar rezil bir durum öyle değil mi ? Siz onu pamuklara sararak o yaşlara getiriyorsunuz sizin değer biçtiğiniz hayatı eline verdiğiniz teknolojiyi kötüye kullanarak dakikalar içinde bitiriyor.
Duruma şöyle özet getireyim, elinize hayatınızı çok kolaylaştıracak maddi bir imkan geçiyor, siz bunu ömrünüz yetinceye kadar kullanabileceksiniz fakat tercihiniz dakikalar içinde bitmesi. Sonrasında cebiniz de olan imkanın bir an da yok olduğunu…