Site icon Fakirhane

Sular Altında Kalacak Şehirler: 8 Önemli Yaşam Alanı

Muhammet Uysal: Sular Altında Kalacak Şehirler: 8 Önemli Yaşam Alanı

Küresel ısınma gibi faktörlerin geleceğimizi etki altında bırakma potansiyeli fazladır. IPCC ve NASA gibi kuruluşlardan bilim insanları iklim değişikliği konusunda sürekli uyarılarda bulunur. Herhangi bir önlemin alınmazsa sular altında kalacak şehirlerin sayıları her geçen gün artabilir.

Şehirler genişledikçe ve kötü planlanmış kentsel gelişim sürdükçe daha fazla sorun ortaya çıkar. Küresel ısınmadan etkilenecek şehirlere baktığınızda her birinde pek çok farklı sorunun mevcut olduğu net şekilde görülebilir. Riskleri anlamak ve küresel ısınmanın sonuçlarına hazırlıklı olmak gerekir.

Küresel Isınmanın Şehirleri Tehdit Eden Etkileri

NASA raporlarına göre küresel sıcaklıklar sanayi öncesi dönemlerden bu yana yaklaşık 1,2°C derece artış gösterdi. Bu rakam çok az gibi gözükse bile belirli şehirlerde yaşam standartlarını etkiledi. Sular altında kalacak şehirler denildiğinde akıllara iklim değişikliğinden en çok etkilenen şehirler gelmelidir.

Küresel ısınma sebebiyle sular altında kalacak şehirlerde tek sorun su baskınları ve iklim değişiklikleri değildir. Küresel ısınmanın etkileri, insan hayatını baştan aşağı değiştirecek düzeydedir. Bazı şehirler şimdiden gelecekte yaşanmayacak bölgeler olarak nitelendirilir hale gelmiş durumdadır.

1. Deniz Seviyesinin Yükselmesi

Deniz seviyesinin yükselmesi zaman içerisinde görülen bir etkiye sahiptir. Buzulların erimesi okyanuslara daha fazla su ekler. Aynı zamanda su ısındıkça daha fazla yer kaplar. Deniz seviyesi yükseldiğinde şehirlerin altyapısı ciddi düzeyde zarar görür ve şehirler yaşanmaz hale gelirler.

Deniz seviyesinin yükselmesi dünya çapında tüm kıyı şehirlerinin yeniden şekillenmesine neden olan bir sorundur. Akıllı planlama ve uygun altyapı çözümlerini tercih etmeyen yerler, sular altında kalacak şehirler arasında yer alabilir. Her şehrin iklim değişikliği tahminlerini yakından izlemesi gerekir.

2. Kıyı Erozyonu ve Arazi Kaybı

Kıyı erozyonu, gelgitler ve akıntılar sebebiyle toprağın aşınmasıdır. Aşınan malzeme yerine konmadığından toprak kaybı oluşur. Kıyı şeritleri zamanla daralır ve deniz seviyesinin yükselmesiyle sular iç kesimlere ulaşır. Kıyı erozyonu, sel riski altındaki şehirlerde en büyük problemlerdendir.

Denize müdahale etmek ve doğal bitki örtüsüne zarar vermek kıyı erozyonu problemini daha kötü hale getirir. ABD gibi belirli ülkelerde yer alan deniz seviyesinin yükseldiği şehirler her gün belirli bir miktar toprak kaybederler. Özellikle sular altında kalacak şehirlerde afet riski yönetimi önem kazanır.

3. Zorlayıcı Hava Koşulları

Son yıllarda, küresel ısınmadan etkilenecek şehirlerin sayısının hızlı artması göstermesi tesadüf değildir. Sokakların nehre dönüşmesi ve insanların evlerini kaybetmesi küresel ısınmanın etkilerinden sadece birkaçıdır. Bunda en önemli gerekçe ise zorlayıcı hava koşullarıdır.

Zorlayıcı hava koşulları şehirlerin inşa edilme biçimine bağlı olarak her yeri farklı etkiler. Sel riski altındaki şehirler iklim raporlarına ve iklim bilimcilerin sözlerine aykırı hareket ettikçe çözüm üretemezler. Küresel ısınmadan etkilenecek şehirlerde afet riski yönetimi birincil öncelik olmalıdır.

2030’a Kadar Sular Altında Kalma Riski Olan 10 Şehir

İklim değişikliğinin şehirlere etkileri son on yılda çok daha fark edilir hale geldi. Sera gazı, karbon emisyonu, buzulların erimesi ve okyanus seviyesi artışı gibi faktörler şehirleri ciddi anlamda etkiledi. Bilimsel raporlar doğrultusunda sular altında kalacak şehirler gibi bir gerçek ortaya çıktı.

NASA ve IPCC gibi kuruluşlardan bilim insanları araştırmalar sonucu 2030 yılına kadar sular altında kalacak şehirler belirlemiştir. Yağış yoğunluğu, nüfus yoğunluğu ve kıyı erozyonu gibi veriler hesaba katılmıştır. İklim değişikliği tahminleriyle gelecekte yaşanamayacak bölgeler belirlenmiştir.

1. Amsterdam (Hollanda)

Amsterdam şehrinin metropol bölgesinde 2,5 milyondan fazla kişi yaşar. Bu şehir esasında deniz seviyesinin altındadır. Kanallar üzerine inşa edildiğinde iklim krizinin sonuçlarından en çok etkilenecek şehirlerdendir. Deniz dalgalarından ve nehir taşkınlarından şehri korumak gerekir.

Amsterdam sular altında kalacak şehirlerden biri bile olsa şehri yaşanabilir tutmak için çeşitli çözümler üretilir. Nehirlerin etrafını yeniden tasarlamak ve akıllı su yöntemini kullanmak bunlardan biridir. Kentsel tasarım yenilikleri, yüzen evler ve geliştirilmiş altyapı küresel ısınmanın etkilerini azaltabilir.

2. Cardiff (Galler)

Cardiff yaklaşık 370 bin kişilik nüfusa sahiptir. Bristol Kanalı üzerinde yer alması onu 2030 yılına kadar sular altında kalacak şehirler arasına alır. Deniz seviyesinin yükseldiği şehirler düşünüldüğünde kıyı bölgeleri sıkıntı oluşturur. Birleşik Krallık sınırları içerisinde savunmasız bölgelerden biridir.

Cardiff sular altında kalacak şehirler arasında yer alsa bile şehir yönetimi önlem alma konusunda yoğun çaba sarf eder. Sulak alanlarda yapılan restorasyonlar ve iyileştirilmiş deniz duvarları atılan önemli adımlardır. Afet riski yönetimi kapsamında hazırlanan erken uyarı sistemleri insanların işini kolaylaştırır.

3. New Orleans (ABD)

New Orleans, ABD’de deniz seviyesinin en hızlı şekilde yükseldiği bölgelerden biridir. Yaklaşık 370 bin nüfusa sahip olan bu şehir Mississippi Nehri ile Pontchartrain Gölü arasındadır. Büyük bir bölümü deniz seviyesinin altındadır. Kasırga gibi faktörler sel riskini her zaman yüksek tutarlar.

New Orleans, 2030 yılına kadar sular altında kalacak şehirler için en önemli adaylardan biridir. Özel setler ve su tahliye ağlarıyla önlemler alınır. Sel tahminleri için gelişmiş sistemler oluşturulur ve doğal afet planları iyileştirebilir. Hassas olan bölgeler tespit ederek altyapının düzeltilmesi önemlidir.

4. Dubai (BAE)

Dubai’nin nüfusu yaklaşık 3,5 milyonun üzerindedir. Çöl ile denizin buluştuğu bir noktaya inşa edilmiştir. Hızlı bir şekilde ilerletilen kentsel genişleme ve beraberinde yoğun yağışlar altyapı için zorluk çıkarır. Şehrin büyük bir kısmının sonradan yerleşime açılmış alanlarda olması problemin boyutunu yükseltir.

Dubai iklim değişikliğinden etkilenecek körfez şehirlerinden birisidir. Yağmur suyu yönetimine ve erken uyarı sistemleriyle önlemler alınabilir. Kıyı şehirlerinde tercih edilen yerleşim alanlarını koruma projelerine öncelik verilmelidir. Aynı zamanda yüksek kapasiteli su boşaltım sistemleri geliştirilmelidir.

5. Bangkok (Tayland)

Bangkok şehrinin yaklaşık 11 milyon nüfusu vardır. Chao Phyra Nehri’ndeki delta üzerine inşa edilmiş şehir deniz seviyesinden sadece birkaç metre yüksekte yer alır. Yumuşak zemin üzerinde gerçekleştirilen hızlı kentsel büyüme sebebiyle sular altında kalacak şehirlerden birisidir.

Bangkok sular altında kalacak şehirler arasında yer alır. Ancak önlem alabilmesi mümkündür. Yağmur suyunu depolamak için kanalların genişletilmesi gerekir. Toprak çökmelerini azaltmak ve yavaşlatmak için yeraltındaki suyun daha az kullanılması atılabilecek en kritik çözüm adımlarından biridir.

6. Shenzhen (Çin)

Shenzhen şehrinin nüfusu yaklaşık 17 milyondur. Çin’in güney kıyısında yer alır ve en büyük kıyı kentlerinden biridir. Nerdeyse tüm sulak alanlar betonla dolduruldu. Hızlı kentleşmenin getirdiği riskler doğrultusunda şehir, Asya coğrafyasında sular altında kalacak şehirler listesinde kendine yer buldu.

Shenzhen şehri sular altında kalacak şehirlerde ilk sıralarda gösterilir. Gerçek zamanlı verilerle akıllı sistemler oluşturulur. Kıyı bölgelerinde yükseltilmiş deniz duvarları oluşturulur. Şehirde su akışını iyileştirmek için özel projeler geliştirerek iklim değişikliğinin etkileri azaltılır.

7. Manila (Filipinler)

Manila şehrinin metropol bölgesinde yaklaşık 14 milyon kişi yaşar. Şehir Manila Körfezi ile Pasig Nehri kıyısında inşa edilmiştir. Büyük bir kısmı deniz seviyesinin üzerinde yer alır. Şehrin en büyük problemi yoğun kentleşme sebebiyle su akışının düzgün sağlanamaması ve sellerin etkisinin artmasıdır.

Manila, 2030 yılına kadar sular altında kalacak şehirlerde ilk sıralarda yer alır. Dünya Bankası tarafından desteklenen büyük projelerle şehir desteklenir. Doğal bariyer görevi görmesi açısından ağaçlandırma çalışmaları yapılır. Yüksek riskli bölgelerde yaşayan insanların taşınması bir diğer çözümdür.

8. Ho Chi Ming (Vietnam)

Ho Chi Ming, 9 milyondan fazla kişiye ev sahipliği yapan bir şehirdir. Mekong Nehri bölgesinde yer alan bu şehir deniz seviyesine yakın bir yüksekliğe sahiptir. Yumuşak bir zemin üzerine inşa edildiğinden iklim değişikliğinin güçlü etkisiyle sular altında kalacak şehirlerden biri olarak görülür.

Ho Chi Minh şehrinin sular altında kalmaması için yağmur suyunu yönetmek kritik bir önlemdir. Sellere karşı yeşil odaklı altyapıyı tercih edilir. Alternatif su kaynaklarına başvurarak yeraltı suyunun kullanımı azaltılır. Sular altında kalacak şehirlerde alınacak önlemlerin en kritik olanları uygulamadadır.

Bilimsel Tahminler ve Olası Çözümler

İklim bilimcilere göre deniz seviyeleri yükseldikçe ve fırtınalar daha şiddetli hale geldikçe milyonlarca insanın sürekli sel problemiyle baş etmesi gerekecek. Sular altında kalacak şehirler ve diğer potansiyel yerler IPCC, NASA ve BM gibi kuruluşları dikkate alarak olası çözümleri uygulamalıdırlar.

Suların yükselmesi kaçınılmaz gibi gözükse de felaketlere engel olmak mümkün olabilir. Sular altında kalacak şehirlerde akıllı planlama ve bilim odaklı ilerleme gerçekleştirilirse değişen iklime uyum sağlanabilir. Sadece teknolojiden çözüm beklemek ise pek çok yaşam alanını kullanılamaz hale getirebilir.

Exit mobile version